Tarihçi Dr. Çiğdem Bayraktar, “Yeni devlet, büyük mücadelelerle ilmek ilmek dokuduğu özgürlük ve bağımsızlığını böyle bir bayramla taçlandırırken başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere kurucu kadronun “geleceğe dair yönelimleri” koşulsuzca kodlanmıştır” dedi. Bayraktar, “Meclisin açılışından sadece dokuz ay sonra ilan edilen ve ‘Hâkimiyetin kayıtsız ve şartsız milletin” olduğunu daha ilk cümlesinde çerçeveleyen anayasa da göz önüne alınırsa yakın gelecekte ülkenin yönetiminin nasıl olacağı formüle edilmiş ve bayram kutlaması üzerinden üç önemli kavram ivedilikle vurgulanmıştır” diye konuştu. Dr. Bayraktar, bu kavramların “ulusal egemenlik”, çocuklarımız üzerinden “gelecek” ve “hukukun tartışılamaz üstünlüğü” olduğunu kaydetti.
Özellikle sistem değişikliği referandumu sonrası TBMM’nin işlevsizleştirilmesine işaret eden Bayraktar şöyle konuştu: “Meclis’in işlevi sadece iktidardaki kişinin ya da onun oluşturduğu adı konmuş/ konmamış oligarşik idarenin meşruiyetini sağlamak üzere kullanılıyorsa ‘ulusal egemenlik’ vurgusu tartışmalı hale gelir. Bu da Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere bıraktığı en büyük mirası Cumhuriyetin korunmasını güçleştirmektedir. Çocuklarımızın asırlarca süren saltanat ve hilafetin kaldırılmasıyla ‘kendi kararlarını kendisi alan’ yurttaşlar ve bireyler haline dönüştürüldüğü ‘eşsiz Türk devrimi’ ancak Meclis’in yerinin kuruluşunda bulunduğu o en yüksek mertebeye yeniden taşınmasıyla mümkün olabilir.”