Kızlardan birinin babası olabileceği iddia edilmişti! Ümit Besen’den yanıt geldi
Göksel Özdoğdu ile 63 yıl önce hayatını birleştiren Metin Akpınar’ın, 36 yıl önce yaşadığı evlilik dışı ilişkiden ikiz kızları olduğu ortaya çıkmıştı. Duygu Nebioğlu, DNA testi ve mahkeme kararıyla 82 yaşındaki sanatçının öz kızı olduğunu resmiyete kavuşturmuştu
Tek yumurta ikizleri, anneleri tarafından henüz iki aylıkken Antalya’daki bir köyde bakıcı kadına bırakılmış, Çocuk Esirgeme Kurumu’nda devlet korumasına alındıktan sonra Nebioğlu Ailesi tarafından evlatlık alınmıştı.
MÜGE ANLI’YA KATILDI
Açtığı babalık davasında DNA testiyle ünlü oyuncu Metin Akpınar’ın kızı olduğunu kanıtlayan Duygu Nebioğlu, şimdi de annesi Suphiye Orancı’ya ulaşabilmek için harekete geçti. Nebioğlu, Müge Anlı’nın programına katıldı.
‘BİZ DÖRT KIZ ÇOK GÜÇLÜYÜZ’
Duygu Nebioğlu yayında annesine artık ortaya çıkması çağrısında bulundu: “45 gün sonra 36 yaşına gireceğim. Yıllardır sessiz kaldın. Biz bunlarla uğraşırken, sen bunları yok saydın. Neden korktun, neden karşılaşmak istemedin bilmiyorum ama bunları anlatmanı istiyorum. Ben 36 yaşında bütün bu hikâyeyi geride bırakmak istiyorum. Torunların var, onları artık benimsemen gerekiyor. Bizimle iletişime geçmeni istiyorum. Ablalarıma babalarının kim olduğunu açıklamanı istiyorum. Seni, sesini özledim. Buna artık bir son ver. Ben de hayatıma devam etmek istiyorum annem. Biz dört kız çok güçlüyüz, çok güçlü kadınların var senin arkanda.”
ARANAN ANNE BULUNDU!
Dün Müge Anlı’ya çıkan Duygu Nebioğlu, bugün canlı yayında aldığı haberle sarsıldı. Anlı’nın izleyicilerinden biri Suphiye Orancı’nın Almanya’daki evine gitti. Kapıya çıkmak yerine diafondan konuşmayı tercih eden Orancı: ‘Kocam evde bu konu hakkında konuşmak iyi bir fikir değil. Benim çocuklarım kimseyi ilgilendirmez.’ dedi. Müge Anlı, “Aslında sadece telefon numaralarımızı bırakmak istemiştik ama Suphiye hanım bu teklifi reddetti” dedi. Anlı’nın söylemlerine göre aranan anne, daha sonra polis çağırdı.
“DİLARA’NIN BABASI BAŞKA BİR SANATÇI!”
Suphiye Orancı’nın 35 yıl önce arkadaşı olduğunu iddia eden Zeynep isimli bir kadın, canlı yayına bağlandı. “Dilara’nın babası Uğur Dündar değil, başka bir sanatçı” dedi.
Bu sözler üzerine sunucu Müge Anlı, “Şu an bunu veremeyiz. Ben yayın sonu sanatçımızı arayıp konuşacağım. Bunu konuşacağız. Duruma göre yarın açıklarız” ifadelerini kullandı.
AVUKAT BAĞLANDI
Bugün gerçekleşen canlı yayında ise Anlı’nın programına katılan Avukat Volkan, bir izleyicinin Suphiye Orancı’nın evine gitmesi üzerine, Almanya’da kişisel verilerin korunma kanununun çok sert olduğunu ve bu sebeple Duygu’nun annesinin üzerine kayıtlı olmamasından dolayı birçok sorunun doğabileceğini belirtti. Avukat, Nebioğlu’nun ilk olarak, annesi Suphiye Orancı’ya annelik davası açması gerektiğini ve sonrasında dava sürecine girilmesinin daha doğru olacağını belirtti.
“O HER ŞEYİ BİLİYOR”
Dün yayına bağlanarak Dilara’nın babasının Uğur Dündar olmadığını başka bir sinema sanatçısı olduğunu söyleyen Zeynep Hanım, bugün katıldığı yayında ise: ‘Annen ile sene 90’da tanıştım. Ben onu Sofi olarak biliyordum. Annesinden çok yakınıyordu. Küçük memleketten gelmiştim, annesi otelde kimliksiz kalmama yardımcı olmuştu. O hep klas takılan bir kadındı. Etiler’de bir arkadaşıyla kalıyordu onun ismini vermiyorum. Size verdiğim isime bir mekanda doğum günü yapmıştı. Duygu’nun Metin Akpınar’dan olduğunu bize söylemişti. Cezaevine de doğum gününü yaptığı o kişi yüzünden girdi. Hırsızlıktı sanırım. Daha fazla konuşmak istemiyorum. Cezaevinde birlikte yattığı arkadaşı var. Aslında o her şeyi biliyor ama ismini verirsiniz diye korkuyor. ‘ dedi.
“HEPİMİZİN BABA ADI EROL”
Müge Anlı’nın ‘Dilara’nın baba adı kimlikte Erol yazıyor’ demesi üzerine Duygu Nebioğlu, ‘Hepimizin nüfusunda baba adı Erol yazıyor. Erol diye birini tanımıyoruz.’ dedi.
“KENDİ İSTEĞİYLE YAPIYORDU”
Zeynep Hanım’ın ‘daha yakın arkadaşı’ dediği ismini vermek istemeyen kişi yayına bağlanarak: ‘Ben 1 ay cezaevine girdim, Sofi’yi oradan tanıyorum. Ben Ankaralıyım o zaman kendisi de annesinin Ankara’da olduğunu ve annesi yüzünden cezaevine girdiğini anlatıyordu. Metin Akpınar’dan ikizleri olduğunu ve başka iki çocuğu daha olduğunu söylemişti. Birinin ise Yeşilçam’da artist olandan olduğunu belirtmişti. Ama büyük olan mı ortanca olan mı onu bilmiyorum. Ben cezaevinden çıktıktan 1-2 ay sonra o da çıktı. Sofi hanımın çok değişik bir hayatı vardı. Tarlabaşı’nda Yeşim Hanım diye birinden bahsediyordu. O futbolcu ayarlıyormuş, kendisi onlarla çıkıyormuş öyle diyordu. Anneni kimse bir şeye zorlamıyordu. Annen ne yapıyorsa kendi isteğiyle yapıyordu. Ünlülerden bilerek çocuk yapıyordu’ dedi.
Bunun üzerine Duygu Nebioğlu sinirlerine hakim olamadı. Yakın arkadaş ise ‘Daha fazla konuşamam’ diyerek yayını terk etti.
“TÜRKLERDEN KAÇARDI”
Kayıp annenin başka arkadaşlarından biri olan Hilal hanım da programa bağlanarak: ‘Biz Almanya’da birlikteydik Sofi ile. 91 yılında dil kursunda tanıştık. Tavrıyla ve hareketleriyle çok Avrupa tarzında bir kadındı. Çok mutlu bir evliliği vardı. Bir çocuğu vardı ve üzerine titriyordu. Değişmek istiyordu ve Almanlaşmak istiyordu. Çocuğuna vaftiz töreni yaptı. Tertemiz evi, mütevazı konuşma tarzı vardı. Öyle anlatıldığı gibi bir kadın değildi. Anadolu kadınıydı. Fakat dört çocuğundan bahsetmedi, eşi de bilmiyordu kayınvalidesi de bilmiyordu. Türklerden kaçardı. Geçmişini bilmiyorum ama böyle yaparlarsa o ortaya çıkmaz. Çünkü ne yaşadığını bilmiyoruz.’ ifadelerini kullandı.
BOŞANMIŞ
Anlı’ya gelen bir mesajda ise: ‘Sofi, 2010 yılında Alman eşinden ayrılma aşamasındaydı. O dönemde çalıştığı şirkette biriyle birlikte olduğu söyleniyordu ayrılık durumu da o yüzden oluştu. Biz burada hala onu öyle biliriz.’ dendi. Duygu ise ‘Ben bu durumuna inanmıyorum, gerçi eşiyle nasıl bir ilişkisi vardı onu da bilmiyoruz’ dedi. Almanya’da resmi bir kurumda çalışan bir izleyici ise, Nebioğlu’nun annesinin 2016 yılında resmi olarak boşandığını söyledi.
“EROL’UN ADI ORADAN GELİYOR”
Kayıp annenin çocukluk arkadaşı olduğunu söyleyen fakat ismini vermek istemeyen başka bir izleyici ise yayına bağlanarak şu ifadeleri kullandı:
Aslında konuşmak istemiyorum ama yine de Duygu için bir şeyler anlatmak isterim. Ben Suphiye’nin çocukluk arkadaşıyım. Suphiye, asil, çok güzel, narin, çok tatlı bir arkadaşımdı benim. Onu seneler sonra bile düşünürdüm, programda görünce bu benim arkadaşım Suphiye dedim. Çok iyi bir kızdı. Kalbindeki iyiliği hiç kaybetmedi. Ama baktım hayat yolunda bayağ savrulmuş. Doğru düzgün bir aile yaşantısı yoktu. Ona sahip çıkan yoktu. Bu sahipsizlik uzun süre sürmüş. Hep bir aidiyet duygusu yaşamak için, bir şeyler yapmış. Erol, mahallenin delikanlısıydı. Onunla bir süre çıktılar. Daha sonra duyduğumuza göre Suphiye’nin çocuğu olmuş. Çocuğu sonra götürüp Erol’un annesine bırakmış. Anne görünce çok sevinmiş. Erol’un ismini nüfusa koyması oradan geliyor diye düşündüm.’
Müge Anlı’nın ‘Furaye’nin babası Erol’du diyordunuz’ sorusu üzerine ismini vermek istemeyen arkadaş: ‘Erkek çocuğu diye biliyorum ve o çocuğun baba tarafına verildiğini biliyorum. Onlar da buradan taşındı. Daha sonraları Suphiye bize geldi. Ailesinin yanına gidemedi. Ben şaşırmıştım o zaman kimsesiz olduğuna.’ şeklinde yanıt verdi.
Anlı’nın, ‘Erkek çocuğu olduğuna emin misiniz?’ sorusuna ise ‘Ben hiçbirini görmedim. Sadece Suphiye’nin bir çocuğu olmuş Erol’un evine bırakıp gitmiş diye duydum.’ cevabını verdi.
ÜMİT BESEN’DEN DUYGU NEBİOĞLU’NUN İDDİASINA CEVAP
Müge Anlı, iddiaların ardından Ümit Besen’e ulaştıklarını ifade ederek Besen’in kendilerine verdiği yanıtı paylaştı. Besen, bahsi geçen kadını tanımadığını, olaylarla uzaktan yakından bir ilişiğinin olmadığını ifade ederken böyle bir olayda adının geçmesinin bile kendisini rahatsız ettiğini dile getirdi.